2 Kasım 2008 Pazar

ortaçgil-teoman

internette takılıyorum biraz.. sörf falan değil bilinçlice canım, valla -bakmayın öyleee!-.. fonda da müzik iyi gidiyor. müzik sitelerini çok da bilmem ama soundklan'ın bi özelliği var, dinlediğiniz her şarkıyı bi havuzda topluyor ve istediğinizde bi playlist gibi çalabiliyorsunuz, hatta hangi şarkıyı ne kadar dinlediyseniz o sırayla.. böyle durumlar için yani özel olarak bi şey dinlemeyeceksem iyi bi tercih. az önceye kadar yine öyle yapıyordum ama yağmur başladı birden.. bi şehri tam kalbinden beyninden vurup gitmek var... ne guzel şarkı dedim, ya da şarkıydı..ortaçgil söylüyordu, ortaçgilce.. bi dönem ortaçgil-teoman konserleri vardı.. kimden çıktığını çok iyi biliyorum. sanırım 2007 yazında kuruçeşme’de bi kez ben de izlemiştim, ne yazık ki… yani ortaçgil’e saygımız sonsuz, haşa.. ama ya kimse demiyor mu ki bu adama “bak bülentçim iyisin hoşsun ama yani bu şarkılar öyle söyleyince şey oluyor, pek olmuyor sanki, yani olmuyor işte” falan gibisinden… keşke söyleselermiş. hatta teo söyleseymiş, o zaman kendi de sahnede o kadar sıkılmazdı.. neyse canım, daldım ben de. devam edeyim internetten yararlanmaya-bak bak bak-.. aa bak woman in black, ingiltere’de 21. yılını bitiriyormuş, en uzun süre sahnelenen ikinci oyun mu ne.. asıl ilginci, yani bence, 6 ayda bir oyuncuların değişmesi… okuduğum yorumlarda da oyuncular pek bi övülüyor. farklı yorumlarda aynı rolde farklı oyuncular.. tuhaf bi şey.. aynı oyun da olsa oyuncular değişince insan merak edebilir tabi “yeniler nasıl oynamış” diye, ben ederdim herhalde..şimdi bile ettim. önce oyunu tabi, hayaletli mayaletli...

Hiç yorum yok: