28 Ekim 2008 Salı

üç maymun

uzun zamandır böyle merakla beklediğim bi film yoktu sanırım.. üç maymun’u izledim sonunda, berke'yle birlikte, nautilus cinebonus’ta türkiye’de ilk kez digital sinema olaraktan, ne demekse?
Film… konuşulacak, yazılacak çok şey var sanki bu film üstüne. !!dikkat spoiler!! kabaca basit bi hikaye, eski türk filmlerini andıran, daha çok zeki demirkubuz’luk konuların çevresinde gezinen… muhteşem kareler yine, nbc sinemasının alametifarikası… evet, uzun sahneler.. film baştan sarıveriyor seyirciyi, nbc’den beklenmedik şekilde merak uyandırıcı bi giriş. ve ben hiç sonraya bırakmadan söyleyeyim, hemen baştan vuruluyorum ercan kesal’a.. evet oyuncular çok iyi. yavuz bingöl.. öteki genç çocuk, neydi adı, hani kevin spacey’in peşinden koştuğu.. üstün oynamışlar gerçekten.. belki o kadar yazılıp çizilenden sonra hatice aslan’ı biraz daha iyi bekliyordum, ama o da yine hiç fena değil. ercan kesal ise dedim ya bence muhteşem.. senaryoda da imzası var.. belki biraz da o yüzden bu kadar rahat, doğal.. harikaydı. üç maymun’u izlediğim için mutluyum ama ercan kesal’ın canlandırdığı rol ve oyunu ayrı bi keyif verdi bana. en son berkun oya’nın iyi seneler londra’sında ali atay için benzer hisler yaşamıştım.
başka.. evet gerçekten çok başarılı bulduğum 15-20 dakikalık bölümde şöyle düşünmeye başlamıştım: tamam artık nbc’den endişe etmeye gerek yok, hiçbir zaman kötü film yapamayacak kadar iyi! nbc bu filmde yine uzun sahneler kullanmış, müziğe yer vermemiş (doğadaki müzik telefon melodileri dışında), önceki filmlerinden izler yine taşıyor ama filmin daha içinde.. keskin geçişlerle, konuşmayla görüntüyü ayırarak ya da yavaşlatarak filme müdahalesi daha açık..
sonra.. yine sıkılan sıkılacaktır ama üç maymun’da hayatın içindeki komiklikler de çok eğlenceli.. hatice aslan’ın çantasında bi telefon arama sahnesi ya da ercan kesal’ın arabayla bırakmaya ikna etmeye çalıştığı sahnede kahkahalarla güldüm..hikaye kabaca basit olduğu için klişeler çokçaydı, öyle olsun istenmiş olabilir ama bence iyi edilmemiş.. ama anlatmak istediğini gayet başarılı anlatıyor film. ufak bi çocuk var, evin küçük oğlu.. abiye ve babaya görünen, fotoğrafta bile anneyle yan yana gelmeyen.. o pek çözülemiyor. vardır mutlaka bi anlamı ya da özellikle bilinmesin diye ordadır, bilmem.. tren sesi çok önemli filmde.. çokça kullanılıyor. en önemli yerler, genç çocuğun annesini evde yakalamadan önce eve girişinde ve çatıda hatice aslan’ın atlayıp atlamadığını yavuz bingöl’ün gözlerinden takip ederken gerilimin tırmandığı sahnede.. filmin doruk sahnelerinden biri zaten.
neyse, öyle böyle işte. üç maymun izlenesi bi film bence. görüceksiniz zaten.. izleyince yine konuşuruz

Hiç yorum yok: