9 Ekim 2008 Perşembe

başladık bakalım..

bi yerden başlayacaktık ama pazartesi çirkin insan yavrusu'nu izleyeceğimi hiç düşünmemiştim.. haberim yoktu ki ekim'de p.tesileri oynanacağından, hala perşembeleri sanıyordum. neyse ki facebook grubuna katılmışım da oradan gelen mesaj aldı götürdü beni talimhane tiyatrosu’na. orkun'a da söz etmiştim gerçi, "beraber gider miyiz?" diye.. onu ekmiş oldum biraz. neyse biz sinemaya gideceğiz zaten birlikte, yani umarım, o da yalan olmazsa..
çirkin insan yavrusu, oyun deposu'nun ilk projesi.. bakayım radikal'de ne yazmışlar: "perde açtığından beri çok ilgi görüyor"... yaa, gülce muradına erdi radikal'e de çıktılar işte sonunda (bkz:7.10.08).. bi kere talimhane'ye gelen seyircilerden bile hissediyorsunuz ki bi amatör ruh, bi samimiyet, bi gönüllülük söz konusu burda. o yüzden ortaya konan iş de hiç hesap kitap işi değil, tamamen gönülden, belli.. bunu hissetmek bile güzel. oyuna gelince... kopya: "biri kürt biri eşcinsel biri de türbanlı üç kadının kimlik oluşturma süreçleri..." eh doğruya doğru ben pek hazzetmiyorum toplumsal konuların böyle direkt işlenmesinden. o yüzden kısa süreli bi sıkıntı yaşamadım değil.. ama sonra o içtenliğin de etkisiyle kuşkusuz dahil oldum oyuna. Sahnedeki üç oyuncumuz da çok iyiydi efendim, yıldızlı pekiyi.. oyun tek perde.. ama diyelim ikinci kısım, anlaşılan doğaçlama ağırlıklı alıp götürüyor.. bu bölümde elif ürse öne çıkıyor apaçık, biraz da rol çalıyor ama arkadaşlarını da çok rahatsız etmeden yapıyor bunu..
ben bu oyunu izlemekten keyif aldım. söylediğim gibi emek verenleri takdir ettim daha da çok. oyun deposu’nun yolu açık.. talimhane tiyatrosunda da nice güzel oyunlar izleyeceğiz belli.. biraz yol sorunu var.. nerde olduğunu civardakilerden bile bilen az, herhangi bi tabela da yok henüz. ve karanlık, yakınlarda devam inşaatın tekinsizliği olumsuz fiziki koşullar.. ama çok sürmeyecek, bunlar da aşılacak.. istanbul’da tiyatroseverler talimhanenin yolunu ezberleyecek..

çarşamba gecesi de suçlu yürekler oyununu izledim.. ankara devlet tiyatrosunun. cevahir alışveriş merkezindeki sahnedeydi oyun. Ve büyük ihtimalle bu yüzden önceki güne göre her şey sanki daha yapaydı. sevmedim.. bi kere oyuna ısınamadım. devlet tiyatroları önce oyun seçiminde bi farklılaşmaya gitmeli sanki.. ya da bilmiyorum sadece bu oyun için öyle hissettim. bi de elinizde yılların oyuncuları var. ben ipek çeken’i daha iyi oyunlarda seyretmek istiyorum mesela… daha iyisini istemek en çok da onların hakkı.. evet sevmedim, uzundu, sıkıldım.. ama berna konur, broşürüm falan yok umarım yanlış yazmıyorum, çok güzel bi portre çiziyor oyunda.. onun için gittiğime pişman olmadım..

Aaa.. daha ne çok oyun var. dot’tan hiç bahsetmemiştik gecen sefer. murat daltaban mısır apartmanından sonra şimdi de bilsar binasını tiyatroya açıyor.. çok farklı bi atmosfer yaratmış orda da, ilk denemesi festivaldeydi.. bu yıl 18 kısa oyunu bilsar’da oynayacaklar.. bi de ntv radyo’yla işbirliği vardı sanırım, ne güzeldir radyo tiyatrosu.. dot’un gecen sezondan devredenleri yine mısır apartmanında… bi de zorunlu olarak bu yıla bıraktığım 444 var, altıdan sonra tiyatronun.. yiğit sertdemir türk tiyatrosunun yeni ve başarılı oyun yazarlarından.. önceki oyunları sadece okuma şansım olmuştu, ilginçti, hoşuma gitti. Gecen sene 444’ü oynadılar, bu sezon da devam edecekler bildiğim kadarıyla.. beyoğlunda bi tiyatro randevusu daha..

Hiç yorum yok: