8 Ocak 2009 Perşembe

nehrin solgun yüzü

ilk kez böyle soğuk bi ortamda tiyatro izledim. soğuktan kastım rahatsız ediciliği.. ama dediğim gibi ortam öyleydi. nerede mi? süzer plaza, nam-ı diğer gökkafes’te.. düşünün işte..

nehrin solgun yüzü’nde çok başarılı oyuncular var. mahmut gökgöz, ayça bingöl, gökçer genç, kevork türker. yönetmen özgür yalım ile tiyatro stüdyosu'nun genel sanat yönetmeni ahmet levendoğlu da yaptıkları ortada olan sanatçılar zaten.. yazar ise nick stafford.. yankılanış olarak tom stoppard ‘ı anımsatmasından başka tanıdık değil bana. oyun da türkiye’de ilk kez sahneleniyor..

akşam saatleri, evet trafik hep var ama beşiktaş maçı da yoksa gümüşsuyu’nun tenhalığını tahmin edersiniz.. sonra kafes’in içine giriyorsunuz. güvenlik dışında kimse yok sanki. basbayağı yok. içerdeki mağazalar kapanmış, yandaki restoran-bardan loş bi ışık geliyor ama ses yok.. huzursuz eden bi boşluk. bir-iki koridor geçip salonu buluyorsunuz. neyseki orda bi-iki görevli ve sizinki gibi oyuna gelen birkaç kişi var. az sonra başka gelenler de oluyor.. içeri girene kadar topu topu 20 kişi kadar ve 10’u zaten tek grup halinde.

salon aslında dot’u andırıyor ama biliyorsunuz ki mısır apartmanında değilsiniz ve istiklal’den de gelmediniz buraya. o yüzden tedirginlik sürüyor. oyun başlamak üzereyken levendoğlu dahil yaratıcı ekip de en arkada yerini alıyor, sanırım burada ilk kez sahneleniyor oyun. “keşke bi gün sonra gelseydim” diye geçiriyorum içimden, şimdi aksaklıklara bakacaklar, ona göre düzeltmeler yapılacak gelecek temsiller için.. neyse…

oyunun konusu biraz gizemli, polisiye.. anlamak biraz zaman alıyor, çekici gelmeye başladıktan kısa süre sonra da bitiyor. ortada bırakıyor gibi sizi. ana konu açıklığa kavuşmuyor.. zaten, nasıldı david desouza’nın son repliği: belirsiz bir dünyada yaşıyoruz… ya da buna benzer bi şey işte..

ayça bingöl’ü "bana bi picasso gerek"in ardından yeniden izlemek iyi oldu. burada daha bi sevdim oyununu. hatta gözlerimi alamadım. mahmut gökgöz, bi parça hayalkırıklığı; gökçer genç beklenen gibi iyiydi.

özgür yalım, yeraltından notlar’daki mükemmel rejisinden sonra en son, saatleri ayarlama enstitüsü’nde vasat bi iş çıkarmıştı bana göre.. nehrin solgun yüzü’nde ise yine çıta yukarılarda. takdir etmek gerek.

oyunlar hakkında böyle sadece bi izleyici olarak görüşlerimi yazdıktan sonra bi değerlendirme içine giriyorum ya; görün, görseniz iyi, görmeseniz de olur gibi.. bu oyunu koyacağım yeri tam kestiremedim aslında. görseniz iyi olur, ayça bingöl ve reji için mesela.. ama pek memnun kalınmayabilir de.. bi kere, hani o tiyatroya yabancı ortam yüzünden.. bi de galiba metin çok hak etmiyor.. bilmiyorum yine de.. buçuklu yıldız. **/*

Hiç yorum yok: