20 Aralık 2008 Cumartesi

beni düşünmemiz gerek

anlamak için iki kez okunması gereken bi oyun adı.. bi kerede anlayanlarla gurur duyuyorum..

beni düşünmemiz gerek, sinan çetin’in plato film okulu öğrencilerinin eseri.. küçücük bi sahnesi var okulun ve az koltuklu bi salonu. ama hepsi dolu.. hatta sandalyeler iliştiriliyor kenarlara. hangi güdülerle geldiler kim bilir oyunu izlemeye?..

ben?..
plato’nun sitesinde, “oyunda olaylar gözünü para hırsı bürümüş ve bu uğurda cinayet planlarından bile kaçınmayan İffet karakteri ekseninde dönüyor. günümüz cihangir'inde, lüks bir evde başlayan ve çağımızın “yeni fakirler”inin hikayesini kara komedi tarzında izleyiciye sunan oyunun…” yazıyordu.. bu tanıtım tavladı beni.. ne kadar da kolay oyuna gelirmişim?

komedi sonuçta.. abartılı, absürd karakterler. sürekli çevresinde dönülen, genel olarak klasik bi hikaye.. oyuncular eğleniyorlar, bazı izleyenler de ama işte gerçekten bi okul müsameresi kadar olmuş. bereket, sıranın sonunda duvar kenarında oturuyordum, yoksa sonlara doğru çıkıp gitmeyi düşündüm ciddi ciddi.. hani uyuduğum tiyatro oyunu var benim, yarısında çıksam ne olurdu bilmem..

neyse her oyunda bi emek var elbette.. onun için alkışlamadan gitmek de sinmezdi içime.. benim alkışlarım daha çok polisi oynayan arkadaş içindi.. ona güldüm bir tek.. plato’daki hocalarından da biraz esintiler vardı sanki oyununda. bi de ayşe hala karakterindeki oyuncu… belki tecrübesi daha fazladır, yaşı büyükçeydi belli çünkü.. kısa rolünde o da fark ettiriyordu kendini.. (ya isimleri geçti oyunun başında ama not alma şansım yoktu, sitede de toplu halde yazmışlar)

nasıl yorumlarsınız bilmem ama bi şey daha yazayım da son olsun. beni düşünmemiz gerek’in en iyi yanı hayko cepkin’in yaptığı müzikleri..

Hiç yorum yok: