8 Şubat 2009 Pazar

sonbahar

aye aye orti*…
sonbahar adından belli, bi hüzün filmi.. ölümü bekleyen bi adamın son günleri.. bi yanıyla politik. cezaevlerinde f-tipine karşı başlatılan ölüm oruçları, ardından gelen operasyonlar, geriye kalan sağlığını, hayatını yitirmiş insanlar.. ama kesinlikle bir propaganda filmi yok karşınızda. başlangıç, aralardaki hatırlamalar ya da göndermeler.. olayları bilmeyenler için sadece “acaba ne olmuştu o günlerde?” diye meraklandıracak şeyler, daha fazlası değil.. asıl düşündüren insani yönü.. evet, bu dram-ların nedeni orada yaşananlar, bunu hiç aklınızdan çıkarmadan da izleyebilirsiniz filmi, ama öncesini tamamen unutarak da.. özellikle anne figürü, benim, filmi bu yönüyle izlememi güçlendirdi sanki..

filmin başrolünde önce karadeniz var.. yeşiliyle, dinmeyen yağmurlarıyla, bulutlar arasındaki dağları, tepeleriyle, hırçın dalgalarıyla.. yazmıştım daha önce, çok da hevesli değildim bu filmi görmeye ama o sahne, çılgın dalgaların iskeleyi dövüp metrelerce yükseldiği an..mutlaka perdede görülmeliydi!.. iyi ki gördüm.. son sahneyi de öyle.. siz de görün.. sinemadan daha çok anlayanlar daha iyi değerlendirebilir ama bana angelopulos’u anımsattı..

sonra onur saylak.. rolünün yüksek iniş çıkışları yok, öyle olduğu için de çok kolay değil aslında ama bence başarıyla kalkmış altından.. abartmadan oynamış.. çok sade, içten.. yüzü tanıdık geliyordu, canan doğruladı, sınıf arkadaşı olmuşuz üniversitede.. sonra bırakmış.. biz de okula pek uğramadan bitirdik ya..

sonra müzikler.. mükemmel müzikler.. tek itiraz ne olabilir biliyor musunuz, daim yusuf orti’nin çok dokunaklı olması… hani ajitasyona bu kadar açık bi hikayede hangi müzik olsa aynı şeyi hissedebilirsiniz belki ama, o müzik, o anlamını bilmediğiniz sözler, yakarış, ağıt ne derseniz artık, dağlıyor yüreğinizi..

ve özcan alper.. ilk film için verilen bütün ödülleri alacaktır özcan alper.. ve o da hep iyi şeyler beklediğimiz yönetmenler arasına katılmıştır..

kendi adıma bi üzüntüm var filmle ilgili.. ne yazık ki çok uykulu olduğum bi gün, son seansta izledik sonbahar’ı.. keşke öyle olmasaydı da, itiraf: çok kısa süreli de olsa gözlerimin kapandığı anları da kaçırmasaydım :(

* gel oğul gel

Hiç yorum yok: