6 Mart 2009 Cuma

muhabir

zamanın çok hızlı geçtiğini düşünmeyen var mı? geçen gün 29 yaşımı bitirdim.. ara sıra geriye dönüp bakınca şaşkınlığım çok büyük oluyor. küçük miktarda da olsa bi işten para kazanmaya başlayalı 15 yılı geçmiş.. para kazanmak mühim. birileri sizin emeğinize karşılık bir şeyler ödemeye başladıysa çocuk sayılmazsınız artık, çevrede olup bitenlerin farkında, dünyayı tanımaya başlamışsınızdır.. ama o yaşlarda zamanı algılayamadığımı şimdi anlıyorum. muhtemelen şimdi de hakkını veremiyorum, bakalım ne zaman fark edeceğim.

15 yıl önce.. o kadar yakın geliyor ki. o günkü halimi düşünüyorum: 14 yaşındayım. ve o yaşımdan şimdi bana çok kısa gelen 15 yılı çıkardığımda daha doğmamış bile oluyorum. ülke kara günlerin içinde.. 12 eylül daha yaşanmamış. 15 yıl önce, yani 14 yaşımdayken ne kadar da yakınmışım o günlere, farkında değildim. üzerinden çok çok uzun zaman geçmiş gibi gelirdi, bilmezdim. oysa yaşadığım o günler, 12 eylül’ün, o günlerde yaşananların izlerini taşımıyor muydu? şimdilerde o izler yine yok mu? 90’larda yaşadığımız nice kara olayların izleri yok mu? olmaz mı, hiç uzak değil ki..

zaman zaman aklıma gelen şeyler bunlar.. bugün yeniden düşündürten memet ali alabora’nın muhabir’i oldu.. memet ali çok güzel hikayeler anlattı, ailesinden, annesinden, babasından, çevresinden, hayat’tan.. sonra muhabirlik günlerinden, aktör olma yolunda yaşadıklarından. kimi zaman duygusal, kimi zaman matrak, kimi zaman işte böyle düşündürten.. çok hikaye vardı, görüntüler vardı.. örneğin biri, o kadar çok izlemiştik, o kadar çok içimize işlemişti ki hiç unutmayacağımı sanırdım: israilli iki askerin bir filistinlinin kolunu taşla vura vura kırma görüntüsü.. belleğe güven yok, ne kadar gerilerde kalmış, şaşırdım..

zaman hızlı geçiyor.. girişteki gibi, zamanın bize oynadığı oyunu algılama çabama bazen anne-babamı da katarım.. örneğin işte yine 15 yıl önce, ben 14’ümdeymişim, annemi hesaplarım: 46 yaşındaymış. yaşlı sayılmaz. ağbimin şu anki yaşından 4 yaş büyük. düşününce genç bile gelmeye başladı.. ağbimin yaşlandığını kabul etmek daha zor şimdi. sonra acaba ben doğduğumda annem kaç yaşındaymış, ufak bi hesap: 32.. yani şu anki yaşımdan sadece 3 yaş büyük.. artık buna genç diyeceğim.. 5-6 yaşlarımı hatırladığıma göre annemin genç sayılabilecek yaşlarını da az çok hatırlıyorum demektir. oysa annem imgesi hiç gençlik çağrıştırmaz bana.. neyse, nerelere geldik.. siz de okumuşsunuz buraya kadar. bunları düşünmek belki tuhaf, belki başkaları da düşünür. bilmiyorum, sadece aklıma geliyor bazen..

memet ali alabora, avkıranlar ellerinize sağlık..

Hiç yorum yok: